Çankırı
Çankırı’ya MÖ. Ankara ve çevresinde oturan ve burasını merkez yapan Galatlar zamanında “Gangrea” adını verilmiştir. Bu isim bu güne kadar insanların dilinde deiğişikliğe uğrayarak gelmiştir. Önceleri “Cancari”, daha sonra Garacalla parası üzerinde “Gangaris” diye kullanılan Çankırı adını temsil eden bu kelimenin Paflagonya dilinde; “Keçisi Bol Ülke” olarak geçtiğini, bu adın tiftik keçisinin yetiştirilmesine uygun oluşu ve keçilerin otlamasına elverişli bitki örtüsüne sahip bulunuşu sebebiyle, adı geçen toplumun çobanları tarafından bu adın verildiği ileri sürülmektetir. Fakat İslâm Ansiklopedisi’nde ve Hacı Şeyhoğlu Hasan Efendi’nin eserlerinde “Ganpara” ve “Gangra” adları ile geçtiği bilinmektedir.
Bazı kaynaklar, Romalılar devrinde bu adın verildiğini iddia etmekte ve yine bu dönemde “Ganpara” olarak söylendiği görülmektedir. Bazı batılı kaynaklarda “Cancara” ve “Hancara”ola rak geçmektedir. Roma İmparatoru Septimus Severius’un adına basılan paralarda Çankırı’ya; “Tanrılar Ocağı” adı verilmiştir. Roma dilinde Çankırı,”Gangra” ve “Germanikapolis” diye adlandırıldığı bilinmektedir.
Kalesinin sağlamlığı ile anıldığı bir dönemde, Selçuklular zamanında Emir Karatekin tarafından fethedilmesiyle “Kangırı” adını alan şehr’in ismi, Osmanlı İmparatorluğu doneminde “Kangırı”, “Gangra”, “Kengari”, “Kangri” olarak geçmektedir.
Halk arasında bugün dahi Çangırı” biçiminde söylenmekte ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında “Kangri” şeklinin Çankırı şeklinde kabulü o zamanki Çankırı mebuslarından Ahmet Talat, Mehmet Rıfat ve Yusuf Ziya beylerin, 9 Nisan 1925 tarihinde TBMM ne verdikleri bir takrir üzerine, Hükümetçe yapılmıştır.
